Bilindiği üzere 5 yılda bir gerçekleştirilen yerel seçimler, 31 Mart 2019 tarihinde yurt genelinde tamamlanacaktır. İl ve ilçe belediye başkanlarının yanı sıra muhtarlar ve belediye meclis üyeleri de belli olmuş olacaktır. Yerel seçimlere toplamda 13 parti katılacak olup tarih yaklaşmasıyla birlikte tüm siyasi parti adayların rekabetleri de artmaktadır. Demokrasimizin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler yaptıkları seçim kampanyaları boyunca birçok harcamalara katlandıkları kaçınılmazdır. Kullanılacak binaların kira giderlerinden tutun da bu binalara ait elektrik, su, doğal gaz gibi harcamalar, araç-gereç alım ve kiralama giderleri, bayrak ve flama giderleri, reklam giderleri, personel giderleri gibi birden fazla kaleme seçim çalışmalarının yürütülmesi için maddi kaynak akıtılmaktadır. Yapılan bu harcamaların finansmanı için bir takım gelirler elde edilmesi gerekecektir. Peki, bu gelirler nerelerden elde edecektir öncelikle bunu bakalım.
Siyasi Partilerin Gelirleri
Siyasi Partiler Kanununa göre, öncelikle siyasi partilerin gelirleri amaçlarına aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Buna göre siyasi partiler;
- Parti üyelerinden, milletvekillerinden, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği ve il genel meclis üyeliği aday adaylarından alınacak giriş aidatı ile üyelik aidatı,
- Parti bayrağı, flaması, rozeti ve benzeri rumuzların satışından sağlanacak gelirler,
- Parti yayınlarının satış bedelleri,
- Üye kimlik kartlarının ve parti defter, makbuz ve kâğıtlarının sağlanması karşılığında alınacak paralar,
- Partice tertiplenen balo, eğlence ve konser faaliyetlerinden sağlanacak gelirler,
- Parti mal varlığından elde edilecek gelirler,
- Bağışlar,
- Devletçe yapılan yardımlar, olmak üzere gelir elde edebilir.
Kimler Bağışta Bulunabilir?
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları ile bunların üst kuruluşları, dernekler, vakıflar ve kooperatifler, özel kanunlarında yer alan hükümlere uymak koşuluyla siyasi partilere maddi yardım ve bağışta bulunabilirler.
Ayrıca gerçek ve tüzel kişilerin her birinin bir siyasi partiye aynı yıl içerisinde kanunla belirlenen tutardan fazla olmamak üzere ayni veya nakdi bağışta bulunabilir.
Kimler Bağışta Bulunamaz?
Genel ve özel bütçeli dairelerle mahalli idareler ve muhtarlıklar, kamu iktisadi teşebbüsleri, özel kanunla veya özel kanunla verilen yetkiye dayanılarak kurulmuş bankalar ve diğer kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsü sayılmamakla beraber ödenmiş sermayesinin bir kısmı Devlete veya bu fıkrada adı geçen kurum, idare, teşebbüs, banka veya kuruluşlara ait müesseseler, siyasi partilere hiçbir suretle taşınır veya taşınmaz mal veya nakit veya haklar bağışlayamaz ve bu gibi mal veya hakların kullanılmasını bedelsiz olarak bırakamazlar; bağlı oldukları kanun hükümleri dışında siyasi partilere ayni hakların devrine dair tasarruflarda bulunamazlar. Ayrıca siyasi partiler, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan, Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden herhangi bir suretle ayni veya nakdi yardım ve bağış alamazlar.
Burada dikkat edilmesi gereken bir husus derneklerin siyasi partilere bağış yapabileceği sorunsalıdır. Dernekler Kanununun 21. Maddesine göre derneklerin yurt dışından nakdi ve ayni yardım alabileceklerdir. Bu husus göz önüne alındığında, yurt dışından destek alan derneklerin, bu desteği, dolaylıda olsa siyasi partilere aktarmalarına bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararıyla bunun önüne geçilmiş olup artık derneklerin siyasi partilere bağış yapabilmeleri mümkün değildir.
Gelir Ve Kurumlar Vergisi Yönünden Değerlendirme
Siyasi Partiler Kanununa göre siyasi partilerin ticari faaliyette bulunması, kredi veya borç alması yasaklanmıştır. Buna göre vergi kanunları açısından mükellef olarak vergilendirilemeyecektir. Yani yukarıda yazılı kaynaklardan elde edilen gelirlerden hiçbir surette vergi, resim ve harç alınmayacaktır. Ancak parti mal varlığından elde edilen gelirler söz konusuysa vergilendirilebilecektir. Parti mal varlığından kasıt; gayrimenkul kiralamaları veya tahvil, hisse senedi ve faiz gelirleri kastedilmektedir. Her siyasi parti seçimleri kazanmak için ülke çapında faaliyet göstermek üzere il, ilçe ve belde şeklinde teşkilatlanarak örgütlenmeye gidilmiştir. Bunun üzerine partiler, amaçları içinde olmak şartıyla taşınmaz mal sahibi olabileceği gibi taşınmaza kiralama yoluyla da sahip olabilirler. Ancak unutulmamalıdır ki, siyasi partiler ikametleri ile amaç ve faaliyetleri için gerekli olanlardan başka taşınmaz mal edinemezler. Örneğin, parti il yönetim kuruluna amaçları doğrultusunda hareket edilmesi için gayrimenkul kiralanması halinde buradan elde edecekleri gelirler Gayrimenkul Sermaye İradı olarak vergilendirileceği aşikârdır. Aynı şekilde siyasi partiler bankaya yatırdıkları paralar üzerinden mevduat faizi elde etmeleri halinde bu gelirler üzerinden ilgili banka tevkifat yaparak siyasi partiler adına vergiyi beyan edip ödeyecektir.
Katma Değer Vergisi Yönünden Değerlendirme
KDV Kanununa göre ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde devamlı olarak gerçekleştirmiş oldukları teslim ve hizmetlerden KDV alınmaktadır. Ancak Siyasi Partiler Kanununda belirtilen ticaret yasağı nedeniyle siyasi partilerin böyle bir faaliyeti olamayacağından KDV mükellefi olmaları da söz konusu değildir.
Ancak siyasi partiler tarafından ithalat yapılması halinde doğacak olan KDV, sorumlu sıfatı ile 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilmelidir.
Bunun yanında KDV’de yer verilen bir takım teslim ve hizmetlerinde siyasi partiler tarafından gerçekleştirilmesi mümkün görünmektedir. Örneğin; siyasi partinin sahip olduğu taşıtı kiralaması bu kapsamda KDV’ ye tabi olacak ve eğer kiralayan KDV mükellefi ise siyasi parti adına KDV tevkifatı yapacaktır.
Bir de konunun siyasi partiler tarafından ödenen KDV boyutu söz konusudur. Siyasi partiler almış oldukları mal ve hizmetler dolayısıyla KDV ödemektedirler.
Siyasi Partilerin Tevkifat Yükümlülüğü
Vergi Usul Kanununa göre; vergi sorumlusu verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlanmış, ayrıca yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevlerin yerine getirilmesinden sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Buna göre Siyasi Partiler, her ne kadar vergi mükellefi olmasalar da özellikle seçim dönemlerinde reklamcılara yapılan ödemeler, mitinglerde kullanılan kiralık araçlar için yapılan ödemeler, çalışmalarda görevlendirilen personele yapılan ücret ödemeleri vs. gibi ödemelerini nakden veya hesaben yaptıkları sırada söz konusu ödemeler üzerinden vergi sorumlusu olarak bir ay içinde gelir vergisi tevkifatı yapmalı, tevkif edilen bu vergiyi ise ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan etmelidirler.
Siyasi Partiler Kanunu ile siyasi partilerin ticari faaliyette bulunması yasaklanmış olsa da birçok yerden gelirin konusuna giren gelirler elde edilebilir ve bu gelirlerini beyan etmekle mükellef olabileceklerdir. Bu vergi ödevi parti tüzel kişiliğini temsilen genel merkezde olup yerine getirilmemesinden doğan sorumluluk ise parti genel başkanına ait olacaktır. Özetleyecek olursak; siyasi partilerin elde ettikleri tüm gelirler üzerinden vergi alınmaz şeklinde bir yanılgıya düşmemek gerekir. Kanunların çizdiği çerçevede siyasi partilerde vergilerini beyan edip ödemekle mükelleftirler.
Hüseyin BİLGİN (Vergi Müfettişi-Ankara)
Soru ve Görüşleriniz İçin İletişim Adresi: [email protected]